Gündüz Kuşağı Tarifleri

Yeşil Kahve

0


"Yeşil Kahve" Coffea bitkisinin meyvelerinin olgunlaşmamış çekirdekleridir. Olgun çekirdeklerin rengi sarı-kahverengiye döner. Aslında bildiğimiz normal kahve de, yeşil veya olgun çekirdeklerin temizlenip, kurutulup, kavurulup, çekilmesiyle üretilmektedir. Yani yeşil kahve çok farklı birşey değil aslında, işlenmemiş kahve olarak düşünebiliriz.

Kahvenin yapısında birçok bileşen bulunuyor. Örneğin kafein, hepimizin bildiği gibi kahve önemli bir kafein kaynağı. Kafein merkezi sinir sistemini uyararak uyuşukluğu giderir, insanı ayıltır. Yapılan araştırmalar son zamanlarda kahve ile ilgili kafamızı oldukça karıştırmış olsa da, artık "Kahve selülit yapar, diüretiktir, vücudunuzu susuz bırakır. Uzak durun." ikazlarını bir kenara bırakabildik. Kahve selülit suçlusu olarak aklandı, yeterli miktarda su içmek kaydıyla artık birçok diyet listesinde yer alıyor ve metobalizmayı hızlandırarak kilo vermeyi kolaylaştırdığı söyleniyor. Bunun sorumlusu insana kafeinmiş gibi görünse de pek ilgisi yok aslında, şimdilik starımız klorojenik asit :).

Kahvenin glisemik indeksi düzenlemesi ve kilo vermeye yardımcı olması klorojenik asit, kuinidin, lignanlar ve trigonellin gibi bileşenlerine atfediliyor, son zamanda araştırmalar özellikle klorojenik asite eğilmiş durumda. Klorojenik asitin karaciğerdeki glikoz oluşumuna neden olan glucose-6-phosphatase enzimini engellediği biliniyor. Bu bilgiden hareketle, henüz geniş çaplı araştırmalar yapılmamış olsa da, düzenli kahve tüketiminin diyabet gibi hastalıkların riskini önemli ölçüde azaltmasında klorojenik asitin etkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca yapılan araştırmalar bu bileşenin yiyeceklerden yağ emilimini azalttığı ve vücutta fazla yağın yakılmasına yardımcı olduğunu gösteriyor.

Konu klorojenik asite gelince kahveden ayrılıp yeşil kahveye ulaşıyoruz. Çünkü kavrulma sırasında klorojenik asitin büyük kısmı kayboluyor. Hasat zamanına bağlı olmakla beraber kurutulmuş robusta yeşil kahve çekirdekleri 65 mg/g, arabica çekirdekleri 140 mg/g klorojenik asit içeriyor. Kavurma sıcaklığında bu bileşenin %70'ten fazlası kaybolarak geriye 30 mg/g'dan daha az bir miktar kalıyor.

Ocak 2012'de Diabetes, Metabolic Syndrome and Obesity dergisinde yayınlanan bir makalede yeşil kahve çekirdeği ekstraktı ile yapılmış bir araştırmaya yer verilmiş. Toplam 22 hafta süren bu araştırmada 16 aşırı kilolu yetişkinde klorojenik asit içeren yeşil kahve çekirdeği ekstraktının (GCA (green coffee antioxidant)) kilo vermedeki etkisi gözlenmiş. Deneklere 6 hafta boyunca düşük doz (700 mg), yüksek doz (1050 mg) veya placebo verilerek, sonrasında 2şer hafta da olası etkilerinin sona ermesi için beklenmiş. Deneklerin GCA aldıkları süreçte kiloları, vücut kütle endeksleri (BMI) ve yağ oranlarında ciddi düşüşler gözlenmiş. Obezlik sınırındaki 6 yetişkinin BMI değerleri 25'in altına düşerek normal aralığa ulaşmış. Sonuç olarak ümit vaadeden bu sonuçlar sayesinde GCA içeren yeşil kahve ekstraktı haplarının obezite tedavisinde önemli etkilere sahip olabileceği düşünülüyor.

Her ne kadar belirli bir marka ismi vermese de Mehmet Öz de bu ekstraktları tavsiye ediyor (ekstrakt haplarını alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini Dr. Oz Show sitesinde detaylı olarak anlatıyor, aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz). The Dr. Oz Show ekibi olarak kendileri de bir araştırma yürütmüşler. 35-49 yaş arası 25-45 arası BMIa sahip (aşırı kilolu) hamile olmayan, emzirmeyen, herhangi büyük bir rahatsızlığı olmayan (diyabet dahil), kalp krizi geçmişi bulunmayan 100 kadın seçilmiş. Bir kısmına yeşil kahve çekirdeği ekstraktı, bir kısmına da placebo verilerek günde 3 kez yemeklerden 30 dakika sonra 400 mg almaları istenmiş. (Tabi ki hiçbiri gerçek ekstrakt mı placebo mu aldığını bilmiyordu.) Hatta katılımcılardan yeme alışkınlarını değiştirmemeleri, sadece ne yediklerini ekibin görebilmesi için yemek günlüğü tutmaları istenmiş. İki hafta sonunda yeşil kahve ekstraktı alan kadınların ortalama 1 kg (2 pound), placebo alan kadınların ise -büyük ihtimalle yemek günlüğü tutmalarının sonucu olarak ne yediklerinin farkına vardıkları için- yarım kilo (1 pound) verdikleri görülmüş.

Peki klorojenik asit bu kadar faydalıysa neden kahve çekirdeklerini kavurup bundan mahrum kalıyoruz? Çünkü kahveyi keyif için içiyoruz :). İçeriğindeki uçucu bileşenlerin bazıları yeşil kahvenin hoş olmayan kokusu ve tadından sorumlu. Kavururken klorojenik asit gibi bu bileşenler de uçuyor ya da nötralize oluyor ve ayrıca yeşil kahvede bulunmayan kahvenin tipik aroma ve kokusu da kavurulmasıyla ortaya çıkıyor.

Bu popülerlik ve Mehmet Öz'ün tavsiyeleri sağ olsun, haplara mahkum değiliz, yeşil kahve çoğu yerde bulunuyor. Aktarlar, baharatçılar, kahveciler hatta işportacılar bile satıyor. Ben Eminönü'nde Kurukahveci Nuri Toplar'dan aldım. Çekirdek olarak da, çekilmiş olarak da satıyorlar. Çekirdeği french presste hazırlayabilir, ince çekilmiş olanı da aynı türk kahvesi gibi pişirip içebilirsiniz. Ben iki çay kaşığı yeşil kahveyi bir kahve fincanı su ile pişirdim, aynı türk kahvesi gibi köpürünce ocaktan aldım.



Yeşil bulanık bir içecek oluyor, güzel ya da belirgin bir kokusu yok. Resimde daha iyi görülmesi için köpüğünü aldım :). Kahve olarak düşünmeyin, kahve gibi birşey beklerseniz büyük hayalkırıklığına uğrarsınız. Çay-yeşil çaya kıyasla kahve ve yeşil kahve arasında tad olarak büyük fark var, yeşil kahve kahveden tamamen farklı. Bitki çayı olarak düşünüp, tadından fazla birşey beklemezseniz o kadar da kötü değil aslında içilemeyecek gibi değil. Bence sıcakken daha iyi bir tadı var, ben ılınınca içmekte çok zorlandım.

Kronik bir rahatsızlığınız ya da devamlı kullandığınız ilaçlar yoksa, günde 1-2 fincan içmeyi deneyebilirsiniz. Keyif için değil sağlığınız için olduğunu düşünürseniz tadına katlanabilirsiniz. Sırf birşeylere iyi geliyor diye tadı çok daha kötü birçok şeyi tüketiyoruz zaten :).

http://www.doctoroz.com/videos/green-coffee-bean-project
http://www.doctoroz.com/videos/fact-sheet-green-coffee-bean 
http://en.wikipedia.org/wiki/Coffee_bean



0 yorum :

Yorum Gönder